Nano Teknolojinin Gelişimi
Nano, nano metrik sistemi içinde kullanılan ve milyarda bir ölçeğinde bir ölçü birimidir. Maddelerin çok küçük bıyutlarda anlaşılması, kontrol edilmesi ve atomsal ölçülerde değiştirilip işlevsel duruma getirilmesi diye özetlenebilir.
Nano teknolojisi, ölçü birimi olarak “nanometre” diye adlandırılan bir ölçü birimi kullanır. Her bir ölçüde bir milyar nanometre vardır. Her nanometrenin genişliği 3 ile 5 atom genişliğindedir. Bu bir örnekle açıklanacak olunursa, bir insanın saç telinin kalınlığından 40.000 defa daha küçük olduğunu söyleyebiliriz. Nano’dan bahsederken ne boyutlarda bir ölçekten bahsedildiğinin anlaşılması açısından verdiğimiz bu bilgilerden sonra kullanım alanlarına bir bakalım
Nano Teknoloji Hangi Alanlarda Kullanılır .
Elektronik ve bilgisayar teknolojilerinde, malzeme ve imalat sanayisinde, tıp sektöründe, uzay ve havacılık sanayisinde, enerji sektöründe, tarımda ve daha bir çok alanda bu teknolojiden yararlanılmaktadır. Ama henüz bu teknoloji tüm ağırlığı ile hayatımızda değildir. Bir çok alanda araştırma geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Bu sıraladıklarımız nanoteknolojinin kullanıldığı alanlardan yalnızca bazılarıdır. Bu teknoloji sayesinde, daha az yer kaplayan ve daha az enerji harcayan ürünleri daha az maliyetle ve daha fazla sayıda üretmek mümkün hale gelecektir. Nanoteknoloji sayesinde, dayanıklı materyaller, kirlenmeyen, paslanmayan eşyalar, kendi kendisini temizleyebilen eşyalar üretmek mümkün olacak.
Hayatımıza Ne Gibi Etkileri Olacak
Bu teknoloji yakın zaman içinde hayatımıza çok daha fazla girecek ve hemen hemen her alanda kullanılacak. Yaşam kalitemizin artmasına sebep olacak yüzlerce alanda binlerce ürün imal edilebilecek. Zaman ve maliyet kaybı düşük seviyelere indirilebilecek. Mesela, insan bedeninde çalışma yeteneği olan çok küçük ölçeklerde cihazlar yapılabilecek. Atomsal seviyede mühendislik diye de adlandırabileceğimiz bu teknolojinin, yakın zamanda insan hayatına çok daha fazla gireceği tartışma götürmeyen bir gerçektir.
Nano algılayıcılar sayesinde, insan vücudundaki bir hastalık çok önceden tespit edilip hastalık ilerlemeden müdahale etme şansını bizlere verebilecek ve erken tedavide bir çığır açılmış olacak. Nano materyaller sayesinde çok dayanıklı ve çok daha hafif metallerden arabalarımızı, uçaklarımızı yapabileceğiz. Çok ciddi firmaların bu teknolojiye daha şimdiden milyarlarca dolar yatırdığını biliyoruz. Bu milyarlarca dolarlık yatırımlar ve araştırma geliştirme çalışmaları elbette yakın zamanda meyvelerini verecektir. Günümüzde elbette çok geniş alanda kullanılmayan bu teknoloji, günü geldiğinde insan hayatına derinlemesine girecektir.
Yukarıda anlatılan ve şimdilik bir hayalmiş gibi görünen nanoteknolojik gelişmeler, gerçekten bazılarımıza bir ütopya gibi gelebilir. Ama unutmayalımki, bundan çok değil 15 yıl kadar önce sadece 10 Mhz hızında işlemciler kullanırken, günümüzde kullandığımız 2 Ghz’lik bir işlemciye burun kıvırdığımız oluyor. 15 yıl sonra acaba hangi hızda bir işlemci kullanacağız ve bugünkü kullandığımız hıza ne diyeceğiz. 2030’lu yıllardan günümüze baktığımızda güleceğimiz kesin. Hepimiz hatırlarız, internet’e girebilmek için dakikalarca beklediğimizi. Oysa bugün geldiğimiz nokta itibari ile çektiğimiz bir fotoğrafı saniyeler içinde Almanya’ya gönderebiliyoruz ve bunu avuç içimizdeki bir cihazla yapabiliyoruz. O avcumuzun içine sığan cihazın hafıza kapasitesinin, bundan 25 yıl önce televizyon büyüklüğündeki bilgisayarlardan defalarca daha büyük olduğunu da birçoğumuz hatırlarız.
Nano teknolojinin en çok kullanıldığı alanlardan birisi de bu iletişim sektöründeki cihazlardır. Ekran kalitesinden, cihazın içindeki bir çok kısımda nano teknolojiden yararlanılmaktadır. Dolayısı ile çok yakın zamanda akıllı cihazlarımızın çok şaşırtıcı yeniliklere gebe olduğunu söylemek şaşırtıcı olmasa gerek.
Kendi kendine renk değiştiren duvarlar, hatta hiç kirlenmeyen duvarlar, yıkamaya gerek duymadığımız kıyafetler, mikroskobik ölçekte aygıtlarla insan vücuduna girerek müdahaleler yapabilme gibi yüzlerce hatta binlerce nanoteknolojik uygulamaların hayatımıza girececeğini söylemek asla hayalci bir yaklaşım olmayacaktır.